"Dinler tarihi, mitoloji ve kadim öğretiler benim hayatımın çok temel bir yerinde barınıyor ve ben bütün işlerimi, okula başladığım ilk günden beri, bir otoportre olarak görüyorum, öyle ele alıyorum. Kişisel yolculuğumu, duraklarımı, duraksamalarımı okumak isteyen biri pekala bunu işlerim üzerinden yapabilir. Hayatımda ne varsa, neyi yapabiliyorsam, neyi yapamıyorsam hepsi işlerimde, bu benim iletişim kurma biçimim, önce kendimle ve dürüst olmak gerekirse sonra yine kendimle. O yüzden bu öğretilerin işlerimde yeri çok büyük. Nasıl ki nefes alıp verdiğimizin gün içinde farkında olmayız, ancak hayattayızdır ve o döngü daimidir ve nefesimiz genişleyebilir, sığlaşabilir, bu olağandır, genişlemeye de sığlaşmaya da vesile olan bizizdir, o misal. Katman katman açılan, yavaş ve genişleyerek önce hayatıma dolayısıyla da işlerime nüfuz eden bir alan. Köklerimizin, üzerinde yaşadığımız toprağın, binlerce yıla dayanan tarihimizin dahili olmadan ele aldığım bir pratik değil benimkisi, aksine bütün bunların harmanından, satır aralarından kendimi bulma, kendime yakınlaşma uğraşı."
